Belemedik diye bir değerimiz var, 'bilen' var mı?
Esra ÖZDEN

Esra ÖZDEN

[email protected]

Belemedik diye bir değerimiz var, 'bilen' var mı?

23 Ağustos 2020 - 14:23

Değer fazla olunca dikkat dağılabiliyor. İlgi gösterme sırası şaşırılabiliyor. Adana’nın doğa güzelliklerinden kültürel zenginliklere o kadar çok değeri var ki… Çoğu zaman çok değerli yerlerimiz yeterli ilgi görmüyor. 

Belemedik Tabiat Parkı, bunlardan biri. Adana’ya 117, Pozantı’ya 9 kilometre uzaklıktaki Belemedik, yaban keçisinden tilkiye, ağaçkakandan kartala faunası, kızılçamdan çınara melengiçten kekiğe florasıyla dört mevsim güzellikler sergiliyor. Ortasından geçen Çakıt Irmağı, oltayla balık tutabilme, trekking imkânı sunuyor. Vadiyi oluşturan sarp kayalar tırmanış ekiplerini, dağcıları bekliyor. Belemedik İstasyonu’nun da bulunduğu bölgeye özellikle trenle yolculuk etmek ve doğa fotoğrafı çekmek isteyenler akın ediyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün sorumluluk alanında bulunan Belemedik’te bir dönem Almanların Bağdat Tren Yolu inşaatı sürecinde kurdukları şantiye şehrinin de kalıntıları var. Hastaneden okula birçok tarihi taş binanın yıkıntısı bölgeye görsel güzellik sunuyor. 

‘Pozantı Kongresi’nin 100’üncü Yılı’ kutlaması etkinlikleri çerçevesinde Belemedik’teydim. 

120 yıl önce Berlin-Bağdat Tren Yolu’nu inşa eden Almanlar, 22 Toros tünelini ve Varda Köprüsü gibi geçitleri yapmak için şantiyeyi Belemedik olarak belirlemişler. Ve burada adeta koca bir şehir kurmuşlar. Yüzlerce Alman mühendis ve binlerce işçinin kaldığı Belemedik’te yarı yıkık binalara dokununca hüzünlendim doğrusu…

Pozantı Belediye Başkanı Mustafa Çay’ın gayretleriyle yıkık şehir; otların, çalıların arasından ortaya çıkarılmış. Bir ilçe belediyesi imkânları zorlanarak peyzaj çalışması yapılmış. Bugün 120 yıllık şehir yıkıntılarını görmek, doğa harikası bölgede nefes alıp fotoğraf çektirmek isteyenler Pozantı Belediyesi’nin yatırımlarıyla en azından bir lokantaya ve mesire alanına kavuşturulmuş.

Bölgenin doğal güzelliklerinin yanında kültürel değerleri de var. Yapılarda Alman mühendisliğinin izleri, Kurtuluş Savaşı’mız sürecinde Fransız işgalinde yaşananlar Belemedik’e kültürel değer de kazandırıyor. Bu arada değerli ortağım Mehmet Uluğtürkan’ın Madalyasız’dan sonra ikinci Kurtuluş Savaşı romanı ‘Kayıp Sancak’ın da birçok sahnesinin Belemedik’te geçtiğini ilk ben müjdelemiş olayım. Yıl sonuna kadar yayınlanacağını düşündüğüm romanın Türkiye’de en çok satan romanlardan biri olacağına kuşkum yok. İçeriğine erken bakabilme imkânı bulduğum Kayıp Sancak’tan sonra belki de Fransız Hemşire Edrige Mesnil’in hastanesini görmek için bile Belemedik’e turlar düzenlenecek.  

Bu bölgenin zaman kaybedilmeden turizme açılması çerçevesinde bazı çalışmaların yapıldığını biliyorum. Ama sürecin çok yavaş işlediğini söyleyebilirim. Zira öncelikle Pozantı ile Belemedik arasındaki 9 kilometrelik yol hâlâ bitirilebilmiş değil. Adana Büyükşehir Belediyesi’nin asfalt yama çalışmalarını sürdürdüğünü gözlemledim; ancak bu önemli turizm destinasyonunun yolu yama değil, geleceğe kalacak bir eseri hak ediyor. 

Pozantı Belediye Başkanı Mustafa Çay, peyzaj alanı sınırlarını genişletme çalışmaları kapsamında TCDD’ye kalan alanı tahsis için başvurduklarını ve olumlu geri dönüş aldıklarını söyledi. 

Çay, bu bölgede Alman yapılarının aslını bozmadan restore edilerek butik otele, hatta müzeye dönüştürülebileceğini anlattı. Gerçekten buna ihtiyaç var. 

Ağustosta güzel, serin bir akşamüzeri geçirdiğim Belemedik’in sonbaharını, kışını, çiçeklerle dolu ilkbaharını hayal ettim. Bol bol fotoğraf çektim. 

Siz de hangi mevsime denk gelirse gelsin, Belemedik’i mutlaka görün.


Bu yazı 2100 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar