Bu yıl ilköğretime başlayacak çocuklarımızı ne bekliyor,...
Esra ÖZDEN

Esra ÖZDEN

[email protected]

Bu yıl ilköğretime başlayacak çocuklarımızı ne bekliyor, biliyor musunuz?

25 Mart 2019 - 18:04

Gençlerimizin büyük çoğunluğu kariyer hedefine önce kamuda çalışmayı, sonra özel sektörde CEO olmayı koyuyor. Konferanslarımda gençlere ‘Kimler kendi işini kurmak istiyor?’, ‘Aranızda kendi iş fikriyle patron olmak isteyen yok mu?’ diye soruyorum. Gençlerin en fazla yüzde 10’unun kariyer hedefinde girişimcilik olduğunu öğrenince üzülüyorum. 

Diyorum ki, bu oranla Türkiye çok zorlanacak. 

Size, Deloitte’nin bir raporundan çarpıcı bir bölüm aktarayım: Bu yıl ilköğretime başlayacak çocukların yüzde 65’i bugün var olan işlerde çalışamayacak. Çünkü davalara yapay zekâ sahibi robotlar bakacak. Hastalık tanımlayan yapay zekâ robotlar doktorluk görevi üstlenecek. Göz ameliyatlarını mevcut doktordan yüzlerce kez hassas ameliyat yapacak robot arkadaşlarımız olacak. 

O yüzden imkân bulduğum her yerde gençlerimizin önemli bölümünü ilköğretimden itibaren yenilikçi girişimciliğe hazırlamamız gerektiğini anlatıyor, gençlerimize kariyer hedeflerine girişimciliği koymaları için çağrı yapıyorum. Türkiye’de bu çağrıma duyarsız kalmayan kurumlar, üniversiteler görünce de çok mutlu oluyorum. 

Geçtiğimiz günlerde Burdur’da bulunan Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’ne bağlı Bucak Hikmet Tolunay Meslek Yüksekokulu’ndan (MAKÜ HTMYO) bir davet aldım. Arayan, MAKÜ HTMYO Müdürü Doç. Dr. Osman Akın’dı. “Kariyer günlerimizde bize konferans verir misiniz? Gençlerimiz arasından girişimciler de çıkmasını istiyoruz” dedi. Kabul ettim. Sonra, söz konusu meslek yüksekokulunu mercek altına aldım. İnternet sitelerine baktım. Şaşkınlığım arttıkça arttı. Burdur’un en büyük ilçesi Bucak’taki bu meslek yüksekokulu ‘Kariyer Günleri’ etkinliğinin tam 13’üncüsünü gerçekleştiriyordu. Okul bugüne kadar konusunda uzman akademisyen, iktisatçı, sanat ve spor camiasının başarılı isimlerini bir araya getirmeyi başarmış ve kusursuz organizasyonlara imza atmıştı. Uzatmayayım; sanatçımız Selami Şahin’den hemşerimiz Nebil Özgentürk’e, genç ikili girişimci Antonio Stokes’ten Emrach Uskovski’ye varıncaya kadar alanının en başarılılarıyla sahne almış oldum. 

MAKÜ HTMYO, Pazarlama ve Reklamcılık’tan Dış Ticaret’e, Yönetim Organizasyon’dan Ulaştırma Hizmetleri’ne kadar birçok bölümü ve dinamik öğrencileriyle karşımdaydı. Okulun Kariyer Günleri’ne Bucaklı iş insanları, Bucak’ın yerel yöneticilerinin yanı sıra yüzlerce öğrenci ilgi göstermişti. Salon hıncahınç doluydu. Birçok kez dolu salonlara konferans verdim; ama buradaki heyecana hiç rastlamadım. Öğrenciler her konuşmacıdan alabildiğince yararlanma çabasındaydı. Akılcı sorular, değerlendirmeler yerli yerindeydi. Tabii, ben üniversitelerin heyecan lokomotifinin öğretim görevlileri olduğuna inanırım. Başta MAKÜ HTMYO Müdürü Doç. Dr. Osman Akın olmak üzere öğretim görevlileri Hakan Acar, Hakan Kırbaş, Serap Şen, Osman Kürşat, Özge Özgen, Behiç Çetin ve Beste Yıldırım’ın tamamının heyecanını, gençlere iyi bir kariyer sunabilme için verdikleri mücadeleyi görmek beni gerçekten çok mutlu etti. 

Gençlere ülke ekonomimiz, inovatif girişimciliğe neden ihtiyaç duyduğumuz, sağlıklı işletilen girişimcilik ekosistemi, girişimcide olması gereken özelliklerle ilgili sunumumu yaptım. Sadece konuşmadım. Onları da dinledim. Kariyer planlama süreçlerinin hem kendileri hem ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu anlattım. Sağlıklı bir ekonomik büyümenin en önemli unsurlarından biri nitelikli eğitim alan insan kaynağı. ‘Kariyer Planlama Merkezleri’, eğitim süresince doğru bir mentorluk programıyla iş hayatına girişte ne kadar önemli… 

Bucak’tan leziz ‘Burdur Kebabı’ yiyerek, eşsiz doğasını izleyerek ayrıldım. Ama aklımda ne kaldı derseniz:  Öğrencisinden daha heyecanlı öğretim görevlileri… Soran, sorgulayan, gözleri ateş saçan öğrenciler… Ancak eğitimle yükseleceğini bilen ilçe yöneticileri… 

Bucak, geleceğe olan güvenimi tazeletti. 

Topraktan Gelip Taşa Yazılan Hayat

Konferans sonrası MAKÜ/HTMYO Müdürü Doç. Dr. Osman Akın’ın odasında bir kahve içtik. Beni Burdurlu bir işadamıyla tanıştırdı. Girişimcilik öyküsünden inanılmaz etkilendim. Adı Mehmet Cadıl. 72 yaşında. Ama inanmadım. Konferansımı gençler kadar heyecanlı dinledi. Girişimcilik ekosistemiyle yakından ilgilendi, sorular sordu. Uçak saatim yaklaştığı için çok uzun sohbet edemedik. Burdur kebabına nispet yaparcasına Adana kebabı için sözleştik. Bana hayat hikâyesini yazdığı bir kitap verdi. Kitabın kapağına ‘Topraktan Gelip Taşa Yazılan Hayat’ yazılmıştı. Mermeriyle ünlü Burdur’a bu sektörde devasa tesisler kazandıran Mehmet Cadıl, ‘Taşa Yazılan Hayat’ diyerek bunu mu kastetmişti? Verdiği kitabı uçakta tamamladım. Mermerden güneş enerjisine, hatta medya sektörüne kadar birçok alanda tesisler kazandıran Mehmet Cadıl’ın gerçekten sıfırdan başladığı iş hayatında elde ettiği başarılara hayran kaldım. Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği’nden aldığı ‘Yılın İş İnsanı’ ödülünden ‘Kırkpınar Güreş Ağalığı’na para kazanırken bölgesine, insana, doğaya kazandırdıklarını okudum. Okuyunca kitabın kapağına yazılan sloganın değişmesi gerektiğine inandım. Zira Cadıl’ın yaptırdığı okullar, hastane, camiler, insana ve çevreye dokunan sosyal projeler… Ben Mehmet Cadıl’ın hayat hikâyesini yazdığı kitabın kapağındaki sloganı değiştirdim: TOPRAKTAN GELİP GÖNÜLLERE YAZILAN HAYAT…


Bu yazı 2486 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar