Nedir bu göz kulak olmak?
Dinlemenin bir yolculuğu vardır. Önce kulak açılır, sonra beyin sonra gönül. Ses duyulur ama bazen bir yere uğramaz. Oysa gerçek dinleme, yalnızca duymak değil anlamak, anlamaktan da öte hissetmektir.
Koçluk eğitimi alırken hocamız bize şöyle derdi:
“Bu yolculukta ilk fazda siz dinlerken beyniniz cevap patikalarında koşmasın.”
Demek ki birinci fazda sadece kulak görevini yapıyor.
İkinci fazda artık düşünüyoruz; konuşulanlar beyne uğruyor.
Sonuncusu ise bembeyaz bir sayfa… Gönül sayfamız açılıyor, empatiyle ve kabulle dinliyoruz.
Peki, dinlemenin daha da güzel bir fazı olabilir mi?
Tahminler doğru: Söylenmeyeni fark etmeye başlamak.
Bugün dönüp baktığımızda, hayatlarımızda eksik olan şey tam da budur: Dinlemek.
Sözler havada uçuşuyor, cümleler birbirine çarpıyor ama kimse kimsenin sesini yüreğine taşımıyor.
Oysa bir insanı dinlemek, onun varlığını kabul etmektir.
Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı kitabının yazarı Stephen Covey şöyle der:
“Çoğu insan anlamak için değil, cevap vermek için dinler.”
Karşı görüşler de yok değil. Sokrates, “Konuş ki seni göreyim,” der.
Biz de ekleyelim: Dinle ki insanı tüm çıplaklığıyla görebilesin.
Epiktetos’un öğüdü de boşuna değildir:
“İki kulağımız, bir dilimiz vardır; çünkü çok dinleyip az konuşmamız gerekir.”
Bu yazımda sizler için küçük dinleme egzersizleri hazırladım.
Çayınız kahveniz hazırsa, başlıyoruz.
1. Mindful Listening (Anda Kalarak Dinleme)
Bunu yapmanız için çalışma ortamı dışında, odaklanmanızı artırabileceğiniz ve rahatsız edilmeyeceğiniz bir yer seçin. Cep telefonunuzu sessize alın. Beş dakika ile başlayabilirsiniz.
Sadece dinleyin. Gözlerinizle yaptığınız keşifleri hatırlayın; şimdi aynı gücü kulağınızla deneyimleyin. Her farklı seste gülümseyin. Sonradan keşfettiğiniz sesler için kendinize teşekkür edin ve duyabildiğiniz için şükredin.
2. İki Kişilik Bir Aktivite
Gündelik yaşamınızda uygulayabilirsiniz.
Birini dinlerken düşünme hızınızı yavaşlatmaya çalışın ve sadece anlatılanlara odaklanın.
(Beynimiz konuşma hızından ortalama üç kat daha hızlı çalışır.)
Kendi seviyenizi ölçmek için küçük bir günlüğe notlar alın.
O kişi konuşurken siz ne düşünüyorsunuz?
Bu düşünceler gerekli mi, değil mi — değerlendirin.
3. Anlatılanları Kendi Kelimelerinizle Özetleyin
Birini dinlerken, iç sesinizle anlatılanları kendi kelimelerinizle özetleyin.
Bu yöntem beyninizin aktif işlemesini artırır ve sizi “cevap patikalarından” uzaklaştırır.
Profesyonel yöneticilerin ve koçların yaptığı gibi, “Söylediklerinizden şunları duyuyorum…” diyerek bitirebilirsiniz.
Bu sayede, söylenenle anlaşılan arasındaki farkı daha net hissedeceksiniz.
4. Düşünme Günlüğü
Bir ay boyunca her akşam şu sorulara cevap verin:
Kimi ne kadar kaliteli dinledim? Gerçekten dinledim mi? Eksik olan neydi? Ve kendinizi yeniden planlayın. Dört fazdan hangisindeydiniz?
5. Zor Ama Güzel Bir Çalışma
Bu kez birini dinlerken, duygularına odaklanın. Ses tonuna kulak verin. O seste hangi duyguların kokusunu hissettiniz? Oluşturduğumuz bu kültürde dinlemek kolay değil.
Ama bilge olmanın, kendini tanımanın, güçlü bir silaha sahip olmanın ve öğrenmenin en kolay yolu nitelikli dinlemek. Bu egzersizleri düzenli olarak yaparsanız, ilerleyen dönemde grupla ilgili çalışmaları da paylaşacağım.