Kârlar eridi, borçlar arttı
Devletin KDV alacaklarını ödemediği, finansman maliyetlerinin faaliyet kârlarını yuttuğu, üretimin artmasına rağmen reel küçülmenin yaşandığı bir sanayi ortamı... İSO'nun 2024 İkinci 500 araştırması, ekonomik politikalarının reel sektör üzerindeki yıkıcı etkisini gözler önüne seriyor. Çukurova bölgesi de firma sayısındaki sert düşüşle bu çöküşten nasibini alıyor. Fotoğrafın net tarafı: Sanayici kazanamıyor.
Hakan ÇALIŞKANTÜRK / Refleks
İstanbul Sanayi Odası’nın ‘Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’ 2024 yılı araştırması sonuçlar açıklandı. Buna göre şirketlerin üretimden satışları yüzde 41 artışla 1,4 milyar TL’ye ulaşmasına rağmen, yüzde 41,1 olarak açıklanan enflasyondan arındırıldığında reel olarak binde 1’lik bir küçülme var.
Firmaların net satışları yüzde 40,5 artışla 1.618.404 TL’ye, satışların maliyeti ise yüzde 46,3 artışla 1.341.361 milyon TL’ye yükseldi. Bunun sonucunda brüt satış kârı yalnızca yüzde 17,8 artarak 277.043 milyon TL’ye çıktı. Buna karşılık, firmaların faaliyet giderleri Yİ-ÜFE’nin de üzerinde, yüzde 77,4 oranında artarak 159.130 milyon TL’ye ulaştı. Bu durum, faaliyet kârlarının geçen yıla göre yüzde 18,9 azalarak 117.913 milyon TL’ye gerilemesine neden oldu.
Faaliyet kârına net kambiyo zararlarının etkisi binde 3 ile 5.279 milyon TL olarak sınırlı kalırken, net enflasyon düzeltmesi zararlarının etkisi yüzde 1,3 ile 20.604 milyon TL oldu.
Öte yandan, üretim faaliyeti dışı gelirler içerisinde yer alan ve ‘faiz, temettü, iştirak, menkul kıymet, duran varlık satışı, komisyon’ gibi birçok kalemi içeren 'Diğer Faaliyet Dışı Gelirler' kalemi yüzde 119 artışla 40.467 milyon TL’ye ulaştı. Bunun net satışlara oranı da yüzde 2,5’e yükseldi.
FİNANSMANDA DRAMATİK TABLO
Firmaların finansman giderleri yüzde 45,4 artışla 95.366 milyon TL’ye yükseldi. Bu durum, finansman giderlerinin faaliyet kârına oranının 35,8 puan artarak yüzde 80,9’a çıkmasına yol açtı. Son 10 yıllık ortalamanın yüzde 43,4 olduğunu düşündüğümüzde, bu artışın ne kadar dramatik olduğu daha net anlaşılıyor. Aynı İSO 500’de olduğu gibi, İkinci 500 Büyük firmaların da faaliyet kârının beşte dördünü finansman giderlerine ayırmak zorunda kalması üzücü.
Merkez Bankası’nın sıkı para politikası nedeniyle finansmana erişimin zorlaşması, firmaların kısa vadeli mali borçlarının toplam mali borçlara oranını yüzde 57,4’e geriletti. Diğer borçlardaki artış yüzde 20,6 ile sınırlı kalırken, öz kaynakların toplam yükümlülükler içindeki payı yüzde 55,2’ye yükseldi.
KANAYAN YARA: DEVREDEN KDV
Firmalar borçlanma tarafında bu kadar zorlanırken ve faaliyet kârının çoğunu finansman giderlerine harcamak zorunda kalırken, tıpkı İSO 500’de olduğu gibi, İkinci 500 Büyük Şirketlerin devletten olan KDV alacakları da 17,4 milyar TL’ye ulaştı. Devletin faizsiz fonlanması anlamına gelen bu kalemin firmalara kabaca maliyeti yaklaşık 8,7 milyar TL.
İkinci 500 Büyük’te çalışan sayısı yalnızca yüzde 2,2 oranında artarken, ödenen maaş ve ücretlerdeki artış yüzde 90,9 oldu. Bu durum, sanayicinin nitelikli çalışanı elinde tutabilmek için katlandığı maliyeti açıkça ortaya koyuyor.
ZARAR EDEN ŞİRKET SAYISI ARTTI
Tüm bu gelişmeler sonucunda, İSO İkinci 500 Büyük’te kâr eden kuruluş sayısı 428’den 341’e gerilerken, zarar eden kuruluşların sayısı iki kattan fazla artarak 159’a yükseldi.
İhracatta ise Türkiye’nin genel ihracatı yüzde 2,4 artışla 261,8 milyar dolara, İSO 500’ün ihracatı yüzde 1,5 artışla 96,6 milyar dolara çıktı. Bu tabloda, İkinci 500 Büyük firmaların ihracattaki payı yüzde 6,2 artışla 15,9 milyar dolara yükseldi ve hem Türkiye ortalamasının hem de İSO 500’ün üzerinde bir performans sergiledi.
YÜKSEK TEKNOLOJİ ÜRETİM GERİLEDİ
Sevindirici bir gelişme olarak, Ar-Ge yapan firma sayısı 11 artarak 238’e yükseldi. Ar-Ge harcamalarının üretimden satışlar içindeki payı da geçen yıla göre (yüzde 0,40) artarak yüzde 0,62’ye ulaştı. Ancak Ar-Ge harcamalarındaki bu artışa rağmen, yüksek teknolojili sektörlerin üretimdeki payı binde 3 azalarak yüzde 3,3’e düştü. Buna karşılık, düşük teknolojili sektörlerin üretimdeki payı hâlâ yüzde 41 ile çok yüksek seviyede.
ÇUKUROVA’DA DURUM NASIL?
Adana ve Mersin’in oluşturduğu Çukurova bölgesi firmalarının toplam üretimden satışları yüzde 6,09 azalarak 51,86 milyar TL’ye gerilerken, Yİ-ÜFE’den arındırıldığında reel olarak yüzde 47,19 düşüş yaşandığı görülüyor.
Firmalarımızın, İSO İkinci 500 Büyük firma üretimden satışları içindeki payı yüzde 3,72’ye gerilerken, firma sayısı son dört yılın da altına inerek 26’dan 20’ye düştü. Firma başına ortalama 2,209 milyar TL olan üretimden satışlar, listedeki firma sayısının azalması nedeniyle 2,729 milyar TL’ye yükseldi.
Net satışlara baktığımızda, geçtiğimiz yıl 65,043 milyar TL olan toplam satışlar, bu yıl yüzde 5,48 oranında azalarak 61,6 milyar TL’ye geriledi.
İkinci 500 Büyük’te yer alan 20 firmamızın yalnızca 6’sı sıralamada yükselirken, kalan 14’ü oldukça gerilere düştü. Bu durum, bölge adına ayrı bir üzüntü kaynağı.
Çukurova bölgesinde Adana 12 firma ile lokomotif konumundayken, onu Mersin 5 firma ve Tarsus 3 firma ile izliyor. Firma sayısı bakımından İSO İkinci 500 Büyük içindeki payımız bu yıl yüzde 4’e geriledi. Adana, firma sayısındaki 7 azalışla en büyük düşüş yaşayan şehirlerden biri oldu.
Çukurova olarak, ülkemiz genelinde açıklanan diğer tüm verilerde olduğu gibi, İSO İkinci 500 Büyük Firma araştırmasındaki rakamlarımız da bölgesel olarak yaşadığımız kan kaybının her alanda arttığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bölgemiz sınırları dahilinde bulunan ve Türkiye’nin en büyük OSB’lerinden biri olan Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’ne, diğer OSB’lerimize ve kapasitesi her geçen gün artan Mersin Limanı’na rağmen, halen bölgemizdeki sanayinin arzu edilen düzeyde gelişmediği açıkça görülüyor.