Başar ŞEKER / Refleks -
Doğan Kitap tarafından yayınlanan ‘İncirlik Yazı’, Adanalı yazar Taçlı Yazıcıoğlu’nun edebiyat dünyasına sunduğu derinlikli bir anlatı. Roman, Türkiye’nin çalkantılı dönemlerinden biri olan 1980’lerde, İncirlik Üssü’nün gölgesinde şekillenen Adana kentinin sokaklarında geçiyor. Taçlı Yazıcıoğlu, bu tarihi ve coğrafi zemini, 11 yaşındaki Belgi’nin gözünden güçlü bir biçimde okura aktarıyor.
BELLEĞİN ŞEHRİ: ADANA VE İNCİRLİK
Romanın merkezinde, bir yandan askeri darbenin etkileri, diğer yandan Amerikan askeri varlığının kente yansıyan etkileri yer alıyor. Adana, okaliptüs ağaçlarının kokusuyla çevrili sokakları, sıcak yaz günleri ve değişen sosyal dokusuyla bir karakter gibi metnin içinde yaşatılıyor. Yazar, Orhan Kemal ve Yaşar Kemal’in izinden giderek şehrin hafızasını ve halkının yaşamını sahici ve samimi bir dille yansıtıyor.
ÇOCUKLUK, AŞK VE SİYASİ DÖNEMEÇLER
‘İncirlik Yazı’, sadece bir çocuğun masum bakışını değil, aynı zamanda dönemin siyasi atmosferinin yarattığı gerilimi ve toplumsal değişimleri de hikâyesine katıyor. Belgi’nin hayatındaki ilk aşk, aynı zamanda çözülmesi gereken bir cinayetle iç içe geçerken okur hem kişisel hem toplumsal hafızanın katmanlarında yolculuk yapıyor.
ADANA ATMOSFERİNE EŞSİZ BİR PENCERE
Edebiyat çevreleri, Taçlı Yazıcıoğlu’nun karakter yaratmadaki başarısını ve dönemin ruhunu yakalamadaki inceliğini övgüyle karşılıyor. Belgi’nin saf ama gözlemci dili, romana hem sıcaklık hem de gerçekçilik katıyor. Okurlar, Adana’nın tarihine ve o günlerin atmosferine dair eşsiz bir pencere buluyor.
ZAMANIN RUHU VE ‘İNCİRLİK YAZI’
Taçlı Yazıcıoğlu’nun ‘İncirlik Yazı’ romanı, sadece Adana’nın değil, Türkiye’nin yakın tarihinin önemli kesitlerini, çocukluk ve aşk temalarıyla iç içe geçirerek anlatan etkileyici bir eser. Edebiyat tutkunları için, zamanın ruhunu hissetmek ve bu özel şehri bir çocuk gözüyle keşfetmek adına kaçırılmaması gereken bir okuma.
YORUMLAR