Türkiye ekonomisinin bir taraftan teknoloji yoğun, katma değeri yüksek üretime diğer taraftan da istihdam sağlayacak yeni yatırımlara ihtiyacı var. ‘Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’ bunun için var.
Gelişmiş ülkelerde görev yapan ofis ülke danışmanları hem Türkiye’nin imkânlarını tanıtıyor hem de potansiyel yabancı yatırımcıları adeta markaja alıyor. Frankfurt’ta Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Direktörü Ferruh Parmaksız’la sohbet ettim.
Daha önce bölgede bulunduğu için Adana ve bölgeyi tanıyor. Bölgenin stratejik konumunun, limanlarının, kısa bir süre sonra uluslararası uçuşlara açılacak Çukurova Bölgesel Havalimanı’nın, özellikle de Ceyhan’da hayata geçecek petrokimya yatırımlarının farkında.
Ferruh Parmaksız, Türkiye’ye nitelikli ve istihdam yoğun yatırım kazandırma çerçevesinde bir taraftan Alman ekonomi kuruluşları ve yatırımcılarıyla irtibatını sürdürürken diğer taraftan Türkiye’den OSB, meslek odaları, iş dünyası STK’larıyla görüşüyor. Parmaksız’ı dinlerken önemli üç konuyu defterime büyük harflerle not aldım:
- Almanya’da nitelikli işgücünün maliyeti her zamankinden daha yüksek… Mühendis maliyetleri çok yüksek… Alman markalar çözümü mühendislik hizmetlerini ve ar-ge merkezlerini başka ülkelere taşımakta arıyor. Bu çerçevede otomotiv şirketi MAN, Ankara’da 720 kişilik ar-ge merkezi kurmuş durumda. Mühendis işsiz ordusuna sahip Türkiye bu avantajı değerlendirebilir. Alman teknoloji şirketleri sektörlerine göre Türkiye’nin farklı bölgelerinde ar-ge merkezlerini kurabilir. Bu bir taraftan gençlerimize ülkeyi terk etmeden istihdam sağlarken diğer taraftan teknoloji transferine farklı bir pencere açabilir.
- Dev Alman şirketlerinin çoğunda Türk yöneticiler CEO’luk seviyesine yükseldi. Bu yöneticiler Türkiye için “Elçi CEO” olarak belirlenip şirketlerinin yatırım ve dış ticarette ülkemiz için pozitif kararlar almasına yardımcı olabilirler. Bu konu üzerinde çalışma yapmakta yarar var.
- Çin’le Avrupa Birliği’nin arasındaki İtalya’ya kadar olan coğrafyada üretim kültürü en etkin ülke Türkiye. Alman yatırımcılar bunun farkında. Öte yandan Ortadoğu ve Afrika’da 48 büyükelçiliği bulunan Türkiye’nin son yıllarda bu kıtada etkinliğini artırdığını da sadece Almanya değil dünya biliyor. Bu çerçevede yapılması gereken daha fazla diyalog. Bu diyalogu da en kısa sürede kurmanın yolu Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ülke danışmanlarıyla iletişimi artırmak.
Doğu Akdeniz Bölgesi iş dünyasının ilk ve tek ekonomi gazetesi Refleks olarak dış ticaretin gelişimine ve bölgemizde yatırımların artırılmasına yönelik yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda organizasyona imza attık. Stratejik önemi artan tarım ve tarıma dayalı endüstride, enerji ve petrokimyada, lojistikte Çukurova Bölgesi sınırsız imkânlar sunuyor. Bu imkânları Avrupa’nın güçlü şirket ve yatırımcılarının bulunduğu ülkesi Almanya’yla yakınlaştırmak şart… B2B organizasyonları başta olmak üzere bazı projeler için çalışmalara şimdiden başladık.
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Direktörü Ferruh Parmaksız’in bölgemizi ve imkânlarını yakından tanıyor olmasının avantajını kullanarak ilgili kuruluşlarınızla birlikte güzel işler çıkaracağımıza inanıyoruz.
ALMANYA’DA DTGB’NİN KAPISI HEP AÇIK
Yurtdışında Tük iş insanlarının kurduğu dernekler var. Bu dernekler bir taraftan üyeleri arasında dayanışmayı artırırken diğer taraftan iki ülke arasındaki ticaretin, yatırımın gelişmesine katkı sağlıyor.
Merkezi Rüsselsheim’da bulunan ve Rhein-Main bölgesinde faaliyet gösteren Türk-Alman İşverenler Derneği (DTGB) de bu sivil toplum kuruluşlarından biri…
Almanya ziyaretimde DTGB Başkanı Turgut Sezgin’le sohbet ettim. DTGB’nin 48’i Alman şirketi olmak üzere toplamda 120 üyesi var. Farklı sektörde faaliyet gösteren üye şirketlerde 3 ila 500 kişi arasında istihdam sağlanıyor.
Sezgin’e önce Almanya’daki ekonomik durumu sordum. “Almanya’da uzun yıllar yüzde 2’ler seviyesindeki enflasyonun yüzde 6,6’lara kadar yükselmiş olmasının şaşkınlığı yaşanıyor” diye söze girdi Sezgin. Ardından ekledi:
“Şirketlerin ilk refleksi maliyetleri düşürmek oldu. Bu da çok kolay değil. Ukrayna-Rusya Savaşı dolayısıyla enerji kısıtı bu alandaki maliyetleri yükseltti. Enerji fiyatlarındaki artış tüm sektörlere yansıdı. Yanı sıra ücret artışı personel maliyetini artırdı. Yaşlılık oranı artan Almanya’da her yıl binlerce kişi sistemden ayrılıyor. Yerlerine genç istihdamı sağlayabilmek de kolay değil. Öyle ki örneğin Opel, kendisine işçi kazandıranları ödüllendiren programlar yapıyor. Kargo-kurye alanında çalışacak işgücü sıkıntısı gün geçtikçe artıyor.”
“Bu çerçevede siz neler yapıyorsunuz?” diye soruyorum, Turgut Sezgin Almanya’nın sadece Berlin ve Köln’den ibaret olmadığını, Frankfurt’un Almanya’nın 5’inci büyük kenti olduğunu hatırlatarak yanıtlıyor:
“Dernek merkezimizin bulunduğu bölge Almanya’nın önemli sanayi üslerinden biri. Nitelikli ara elemana en çok ihtiyaç duyulan bölgeyiz. Üye şirketlerimizde meslek lisesi mezunlarına staj yapma imkânı sunuyoruz. Gençler bu şirketlerde 3 yıl staj yaptıktan sonra Almanya’nın ticaret ve sanayi odalarından belge alabiliyorlar.”
Türk-Alman İşverenler Derneği’nin üzerinde en fazla yoğunlaştığı konulardan biri de Türkiye’den Almanya’ya, Almanya’dan Türkiye’ye yatırım yapmak isteyenler için köprü olma. Turgut Sezgin, Türkiye’den gerek fuar gerek yatırım amacıyla gelen her iş insanına yardımcı olmaya özen gösterdiklerini anlatıyor. Bu konuda herhangi bir ayrım yapmadıklarının da altını özellikle çiziyor. Türkiye’den gelen iş insanlarının yerel yönetimlerden sanayi ve ticaret odalarına kadar iş takibine, iletişimlerine katkı sağladıklarını anlatıyor.
Turgut Sezgin’in bir de önerisi var:
“DTGB ve benzer STK’ları sadece seçim dönemlerinde hatırlamak, ziyaret etmek doğru değil. Türk hükümeti, elbette konsoloslukları, TOBB ve DEİK gibi kurumlarla ekonomik ilişkiyi artırma çalışmalarını sürdürüyor. Ancak Almanya’da saygın STK’ların da her kurumda bir ağırlığının olduğu unutulmamalı. Biz daha fazla muhatap alınmak, cesaretlendirilmek, desteklenmek istiyoruz. Burada gerçekleştirdiğimiz lobi faaliyetlerinin etkili olduğunu düşünüyoruz.”
YORUMLAR