İkinci yüzyıla girerken Atatürk gibi düşün, Mustafa Kemal gibi...
Esra ÖZDEN

Esra ÖZDEN

[email protected]

İkinci yüzyıla girerken Atatürk gibi düşün, Mustafa Kemal gibi cesur ol…

30 Ekim 2023 - 16:46

Cumhuriyet’in 100’üncü yılı dolayısıyla birçok etkinliğe katıldım. Unutmamak, hatırlamak, gururlanmak, anmak ve vefa insana dair önemli hasletler… Ancak bu hasletlerin gereğini yapma ve çabayla taçlandırılması şart.

İşgal edilmiş toprakları türlü imkânsızlıklara rağmen önce düşmandan kurtaran, Cumhuriyet’le taçlandıran, sonrasında az zamanda çok işler yaparak çağdaş bir vatana dönüştüren Mustafa Kemal Atatürk’ü unutmamak, hatırlamak ve anmak elbette çok değerli… Ancak daha değerlisi elbette Atatürk’ü anlamak ve gösterdiği hedefe dair neyi yapabildiğimizi, neleri yapamadığımızı sorgulamak…

Öncelikle Atatürk’ü doğru anlayabildik mi?

Yaşamı boyunca yabancı eserler dâhil 3 bin 997 kitabı altını çizerek, notlar alarak okuyan liderimize özendik mi? O’nun ‘İnsan Atatürk’ tarafını, eğitime, bilime olan yaklaşımını benimsedik mi?

Cumhuriyet’in 1938 sonrasında neler yaptık?

O’nun en fazla üzerinde durduğu eğitim alanında dünyanın en iyisi olabildik mi?

Birçok Avrupa ülkesinden daha erken seçme ve seçilme hakkı tanınan kadın-erkek eşitliğinde ne durumdayız? Valilerimizin, milletvekillerimizin, kaymakamlarımızın, belediye başkanlarımızın yarısı kadın mı?

Kadının işgücüne, karar mekanizmalarına katılım oranından mutlu muyuz?

1929 dünya ekonomik buhranına rağmen Türkiye’nin ilk yıllarında ekonomik büyüme rekorları kırma başarısını sürdürülebilir hale getirebildik mi?

Kurtuluş Savaşı devam ederken ve Cumhuriyet’in ilk yılları yaşanırken O’nun üzerinde titizlikle durduğu spor, müzik, arkeoloji, antropoloji, dil, tarih, sanat, kültür alanında dünyanın en iyileri arasına girebildik mi?

Dış politikamız ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ üzerine mi kurulu? “Savaş zaruri ve hayati olmalıdır, milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça savaş bir cinayettir” anlayışıyla mı bakıyoruz? 

Basın özgürlüğünde, yargı bağımsızlığında Cumhuriyet’in ilk yıllarından daha da mı iyi hale geldik?

Cumhuriyet’in 100’üncü yılına bilim, yenilik, marka alanlarında hangi başarılarla girdik?

Bence Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına başta çocuklarımız olmak üzere hepimiz ‘Atatürk gibi düşünerek’, kendi alanlarımızda ‘Mustafa Kemal gibi cesur adımlarla’ girmeliyiz.

Çünkü bu eşsiz topraklar dünyanın en yaşanabilir vatanı olmayı hak ediyor.

GÜNDOĞDU’YLA SANAT DOLU BİR GÜN

Pandemi, Ukrayna-Rusya Savaşı, deprem, Suriye’de bitmeyen çatışma, Azerbaycan-Ermenistan gerilimi ve Filistin… Ve çoğunluğu olumsuz etkileyen ekonomik kriz…

Yorulduk. Tahammül sınırımız aşıldı. Ruhumu dinlendirmenin yollarını arıyorum. Dostlarımı arıyorum. Beklentisiz, çıkarsız olarak durumlarını soruyorum. Hüzünlerini, mutluluklarını paylaşıyorum. Hayvan seviyorum. Doğayı izliyorum, yürüyorum. Sanata, müziğe, bilime, felsefeye, kitaba sarılıyorum. Bernard Shaw, “Sanat var olmasaydı gerçeğin kabalığı dünyayı katlanılmaz kılardı” diyor. Sanırım son zamanlarda sığınak olarak en fazla sanatı tercih ediyorum.

Böyle bir haletiruhiye içerisindeyken bir davet aldım. Vizyonuyla kentin eğitim ve kültür hayatına katkı koymaya devam eden sevgili Gökhan Gündoğdu’nun liderliğinde, Tedx Gündoğdu Koleji’nin ev sahipliğinde ‘Tedx Perspective’ etkinliğine katıldım.

Etkinlikte alanında uzman çok sayıda konuşmacı ‘Perspektif’ teması çerçevesinde algı düzeneğimizi oluşturan paradigmayı anlattı. Farklı bakış açıları ile, yani perspektifi değiştirmekle kendimize yeni bir dünya, yeni bir gerçeklik yaratabilmenin ipuçlarını sunan bir sanat sunusunun içerisine daldık.

Etkinlik sonrası bende kalanları paylaşayım:

Dr. Haluk Uygur; beş duyunun ötesine geçerek gerçekliği kavrama noktasında geometriden kavramsal perspektife uzanan tek perspektiften çoklu perspektife bakış açımızı zenginleştiren çok kıymetli bilgiler verdi. “Evrende her şeyi göremiyor, duyamıyor ve hissedemiyor olabiliriz; ancak bu onların var olduğu gerçeğini değiştirmiyor” diyen Dr. Uygur, duyularımızı düşünceyle de beslediğimizde onlara ulaşabilenin daha kolay olabileceğini söylüyor. Dr. Uygur, Picasso, Cezanne gibi tek perspektiften Spinoza gibi düşündüğümüz kadar var olmaya kadar birçok anahtarı bizlerle paylaştı.

Selen Beytekin; perspektifi bakış açısından çok algıların değiştirdiğini ve algıyı değiştiren zaman faktörünün önemine işaret etti. “Algılarımız tüm seçimleri değiştiriyor ve bunları bağlayan zihin zaman kavramıyla dans ederken tüm algımızı şekillendiriyor” diyen Beytekin, hem zaman perspektifi hem de rüya, his gibi olguları doğru okuyabildiğimizde yanlış algıları da önleyebileceğimiz konusunda bize ışık tuttu. Ardından güzel sesiyle kulaklarımıza enfes bir müzik ziyafeti sundu.

Hüsamettin Koçan, perspektifin amacının anlaşıldığı kadar doğayı anlatmak, anlamlar dünyasına vararak gerçeği kavramak ve yönetmek olduğunu söylüyor. İnsanı ve eylemi anlamak, bunun ötesinde özgün bir kavram geliştirmek ve bunu özneye dayandırmanın önemine işaret ediyor. Toplumsal perspektifin gelecek tanımlamasında tek yaslanılması gerekenin birey olduğunun altını önemle çiziyor.

Barış Sarıbaş, gerçekliğin normalleşmesi için illüzyona ihtiyaç olduğunu, ancak perspektifle illüzyon birleşirse anlamlı olacağını söylüyor. Geometri ve felsefenin evliliği ile bilimin doğabileceğini, akılla bilgeliğin yol arkadaşı olduğunu, mimari ve düşünsel perspektif birleşirse ışık olabileceğini söylüyor.

Program kapsamında sahne alan birçok değerli isim yararlı ve etkileyici sunumlar yaptı. Sanatın birleştirici, iyileştirici ve yaratıcı gücünü böylesi büyük organizasyonlarla toplumla buluşturmayı çok kıymetli buluyorum. Salon doluydu. İzleyenler ağırlıklı olarak öğrenciler ve velileriydi.

Yeni dönemde inovasyon, yaratıcılık, teknoloji, yapay zekâ konuşuyoruz. Ancak şunu bilmeliyiz ki sanat, bilim, felsefe, matematik gibi alanlarda disiplinlerarası ilişkileri kurmazsak, ruhumuzu sanatla doyurmazsak, perspektifimizi geliştirmezsek ne gelecekle ilgili öngörülerimizden ne de gelecek nesilden de ümitvar olabiliriz.

Değerli ortağım Mehmet Uluğtürkan’la dolu dolu bir sanat günü geçirdik. Adana’yı böylesi sanat etkinlikleriyle buluşturan Dr. Gökhan Gündoğdu’yu kutluyorum.

Bu yazı 501 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar