Çok değerli toplum
önderlerimiz var.
Mevlâna bunlardan biri…
İnsanı ve sevgiyi merkezine
alan hayat felsefesi hâlâ dünyanın dört bir yanında araştırılan Mevlâna’yı
sadece tasavvufi, dini veya ahlaki pencereden anlamaya çalışmak eksik olur.
O’nun 12’nci yüzyılda ortaya
koyduğu değişimin önemine, zamanın yönetimine, kişisel gelişime ve göz ardı
edilen girişimcilik anlayışına da odaklanmak gerek.
Mevlâna’nın Konya’da yazdığı
eseri ‘Mesnevi’de insanın varoluş sebeplerini düşünerek yaşaması gerektiği
vurgulanır.
“Para, mevki ve yemek için
yaşıyorsan hayvandan farkın yok” diyen Mevlâna, bir sözünde “Bu kapının anahtarsız
açılmasına yol yoktur; istemeden almak-vermek Allah’ın âdeti değildir” diyor. Elbette
buradaki isteme şekli sadece duadan ibaret değil. Yalvarırken çalışmak,
didinmek ve ter dökmek gerektiğini belirten Mevlâna, bir başka sözünde “Dünyayı
gezip araştırın; bahtınızı deneyin, rızkınızı arayın” diyor.
Uzun yıllar önce okuduğum ‘Mesnevi’yi
zaman buldukça yeniden irdeliyorum.
Mevlâna’nın alanım olan
girişimciliğe dair söylemlerinin altını çiziyorum. Altını çizdiğim birçok
ifadede Mevlâna, insanları çalışmaya, üretmeye, yenilik yapmaya, düşünmeye,
eyleme geçmeye teşvik ettiğini görüyorum.
Girişimcilik, kültürle
doğrudan ilişkili… Mevlâna’nın kendi döneminde bunu fark edip insanları motive
etmeye çalışmasının izlerini sürüyorum.
Mevlâna; girişimcinin,
yöneticinin, işverenlerin özellikle davranışlarına dikkat etmelerini, örnek
insanlar olmalarını ve adalet-hak duygusu içerisinde işlerini yürütmeleri
gerektiğini söylüyor.
Günümüzde yaşadığımız gerçek
dünyanın tüm şekilleri dijital dönüşümle bir bir hayata geçiyor. Gerçek ile
sanal bir bütün olarak hayatımıza giriyor. Bugün metaverse, yapay zekâ gibi
kavramları içselleştirirken ben artık her gün Mevlâna’yı “Dün dünde kaldı,
cancağızım; bugün yeni şeyler söylememiz lazım” sözüyle hatırlıyorum. ‘Mesnevi’
adlı eserinde “Yeniyi istiyorsan üzerindeki eskileri çıkar” diyen Mevlâna’yı
anıyorum.
Bugün hangi sektörde olursak
olalım, hangi işi yapıyorsak yapalım yeniliğe açık olmak zorundayız. Gelişimin
ateşleyicisi olan değişimin peşinde olmak zorundayız. Var olanla yetinmek, günü
kurtarmak sonuçta güzel işler, başarılar çıkarsa da durma, hatta koşan dünyada
geride kalma anlamına gelir.
Kurduğumuz Girişimcilik
Ekosistemi Derneği’nde (GED) çalışırken her an yeniliğin ve değişimin peşinden
koşanlarla aynı heyecanı yaşıyorum. GED bünyesinde kurduğumuz Dijital Kuluçka
Merkezi’nde kariyer hedefine girişimciliği koyan gençlere eğitimler verirken,
onları mentorlerle buluştururken, inovatif iş fikirlerine yatırımcı bulurken
GED Ailesi’nin her ferdi gibi ülkemizin gelişimine katkı sağlıyor olmanın
hazzını yaşıyorum.
800 yıl önce kültür
kaynağımızın temelinde insan ve sevgi odaklı Mevlâna gibi bir değere sahip olan
toplumun bir ferdi olarak umudumu hiç kaybetmiyorum.
YORUMLAR