Ege'nin 'katma değer' arayan ili: Aydın
MEHMET ULUĞTÜRKAN

MEHMET ULUĞTÜRKAN

[email protected]

Ege'nin 'katma değer' arayan ili: Aydın

29 Ekim 2018 - 20:17

Antik çağın tarihçisi, ‘tarihin babası’ Herodot’un ‘Yeryüzünde bildiğimiz en güzel yer’ diye kayıt düştüğü Aydın’daydım hafta sonu.

Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) organizasyonuyla gittiğimiz Aydın için, Herodot’u bizim Evliya Çelebi de ‘Dağlarından yağ, ovalarından bal akan şehir’ diye yazarak desteklemiş.

Masmavi deniz, yemyeşil dağlar, uçsuz bucaksız zeytin ve ovadaki incir ağaçları düşününce, Herodot’u ve Evliya Çelebi’yi onaylamamak mümkün değil.

Vali Yavuz Selim Köşger başkanlığında kentin yöneticileriyle Kuşadası’nda ‘günümüz Aydını’nı konuştuk.

Aydın yılda yaklaşık 750 milyon dolar ihracat yapıyor. Buna karşılık yaptığı ithalat 250 milyon dolar. Yani dış ticarette açık değil, ‘fazla’ veriyor.

Şehirde olmayan sektör yok. Büyük Menderes Irmağı’nın suladığı topraklardan bereket fışkırıyor. Dolayısıyla tarımda çeşitlilik, verimlilik ve olabildiğince yüksek katma değer var. Aydın’da toprak sadece yüzeyiyle değil 2 bin metre derinliğiyle de zenginlik sağlıyor. Şehir Avrupa’nın jeotermal lideri. Kipaş Holding’e ait Maren Enerji’nin jeotermal santralini gezdik. Genel Müdür Mehmet Şişman, bu alanda dünya 4’üncüsü Türkiye’nin 1.888 gigavat kurulu gücünün yüzde 80’i Aydın’da bulunduğunu hatırlattı.

Aydın’da toprağın 2 bin metre altından 230 derece su bulup bunu enerjiye dönüştürmeniz mümkün. Bu kadar derinliğe inmeden bulabileceğiniz değerler de var. Aydın Milletvekili Mustafa Savaş, şehirde Unesco Dünya Mirası Listesi’ne giren 23 önemli antik kent bulunduğunu, birçoğunda kazı çalışmalarının sürdüğünü hatırlattı.

Şehrin bir başka potansiyelini, deneyimli turizmci Korumar Otel Genel Müdürü Tacettin Özden anlattı. Türkiye’ye turizmi öğreten Kuşadası’nın başta Antalya olmak üzere yeni oluşturulan destinasyonlarla gerileme süreci yaşadığını, ancak yapılan yeni ve revizyon içeren yatırımlarla toparlanma sürecine girildiğini hatırlattı.  Aslında Aydın’ın turizm alanında geldiği mesafeyi Aydın Turist Rehberleri Odası Başkan Yardımcısı Ozan Sayın’ın bir hatırlatmasından çıkarabilmek mümkün. Sayın, odalarına kayıtlı 600 üye bulunduğunu İngilizce’den Endonca’ya 23 dilde hizmet verebildiklerini söyledi.

Özetle Aydın tarımsal imkanları, turizm potansiyeli, enerjideki fırsatlarıyla Türkiye’nin en önde gelen birkaç kentinden biri. Dış ticaret fazlası veriyor. Gelir dağılımında en sıkıntısız şehirlerden biri. Ancak ilginçtir, Türkiye’de illere göre mutluluk endeksinde en son sırada Aydınlılar var.

Peki sebep ne? Aydın’da yaşayanlar neden mutsuz?

Sanırım sorun şu: Bu kadar yüksek potansiyel, arzu edilen kazancı ve büyümeyi sağlamıyor. Bu da şehirde yaşayan başta yöneticiler olmak üzere çoğunluğu mutsuz ediyor.

Aydın Sanayi Odası Başkanı Mehmet Yunus Şahin bizlere kentinin sanayi raporunu verdi. İhracatın ilk sırasında maden ürünleri var. Yani çoğunluğu işlenmeden ihraç edilen madenler. İlk 3’te tarımsal ürünler var. Kentin zeytininden incirine ürün işleniyor ama katma değer açısından sıkıntı büyük. Aydın’da ‘Günaydınlar’ kuru meyve işleyen bir tesiste incelemelerde bulunduk. Tesis onlarca ülkeye kuru incir, kayısı, fındık, çam fıstığı gibi ürünleri paketleyip ihraç ediyor. Tesisin genç Genel Müdürü İsmail Okay Günaydın’la konuştum. Sektörlerinde Türkiye’nin en etkin şirketlerinden biri olduklarını anlatıyor ama o da mutsuz. “Yüksek katma değer ve markalaşmada gecikmişiz” diyor. Yeni dönemde odaklandıkları konunun katma değer ve marka olduğunu söylüyor. Örneğin Avrupa ülkeleri için, ekmeğe katılan kuru meyve parçacıkları üretmeye başladıklarını iyi sonuçlar aldıklarını belirtiyor. Ancak daha yapacak çok iş var. İncir çekirdeği yağından ilaç sektörüne hammaddeye varıncaya kadar ürün çeşitliliğine gitmek gerektiğini vurguluyor.  Yani dünyanın en lezzetli incirine sahip olmak, arzu edilen zenginliği getirmiyor.

Aydın ekonomisinin gelişimi de en önemli değeri incirin kaderiyle paralel. Şehrin ne potansiyelinde ne üretiminde sorun var. Sorun madeni işlemeden ihraç etmekten, inciri sadece paketleyip satmaktan, zeytinyağını markalaştıramamaktan kaynaklanıyor.

Peki katma değeri kim nasıl yükseltebilir? Uzun solukla markalaşma sürecini kimler yönetebilir?

Bu da üniversitelerin, meslek odalarının, yerel yönetimlerin sunacağı imkanlarla genç girişimciler işi...

Aydın, ekonomisindeki sıçramayı ancak marka çıkararak, markalarını çoğaltarak sağlayabilecek. Bunun için de girişimcilik odaklı çalışacak.

Sizce başka yol var mı?

Bu yazı 2868 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar