Gelelim soya fasulyesinin faydalarına!
MEHMET ULUĞTÜRKAN

MEHMET ULUĞTÜRKAN

[email protected]

Gelelim soya fasulyesinin faydalarına!

20 Mart 2024 - 12:14

Gelelim soya fasulyesinin faydalarına!

 

Artık sadece dar gelirli değil, orta direk de ete ulaşmakta zorlanıyor.

Proteinle beslenme yerini karbonhidratla karın doyurmaya bırakıyor.

Sonuçları obezite, çocuklarda gelişim bozukluğu, zekâ geriliği olarak karşımıza çıkıyor. Değerleri düzeltebilmek için sağlık sistemimiz kullandığımız takviye ürünlere, ilaca kucak dolusu para harcıyor.

Peki, et fiyatları nasıl düşer?

Tabi ki hayvancılığı geliştirerek.

Peki, hayvancılık nasıl gelişir?

Tabi ki, birincil girdi yem fiyatlarını düşürerek.

Peki, yem fiyatları nasıl düşer?

Yem ürünlerini daha fazla yetiştirerek.

Yem bitkilerinin en önemlisi hangisi?

Soya.

Türkiye’de soya yetişiyor mu?

Evet.

Ülkemiz, yüzde 85’i Adana, Mersin, Osmaniye ve Kahramanmaraş’ta olmak üzere 180 bin ton soya yetiştiriyor.

İhtiyaç ne kadar?

3 milyon ton.

Türkiye, yem ve yağ endüstrisinde kullanmak üzere 2.8 milyon ton soya ithal ediyor.

İthal ettiğimiz yüklü miktardaki soyanın önemli bölümünü kendimiz üretirsek ne olur?

Çiftçi mutlu olur. Zira soya daha az su, daha az ilaç, daha az gübre ile yetişebilen bir ürün.

Ekonomi yönetimi mutlu olur. Zira her yıl milyonlarca dolar dövizimiz ülkede kalır. Soya yağı ve bu yağdan elde edilen endüstriyel ürünlerin ihracatıyla döviz kazanırız.

Toprak mutlu olur. Zira soya ekilen tarlada kazık kök toprağı rahatlatır. Toprakta azot oranı artar. Bir sonraki ürünün verimi artar.

Tüketici mutlu olur. Zira, yem endüstrisi daha ucuza ve daha verimli hammaddeye ulaşabileceği için et ve tavuk fiyatları düşer.

Bir kamyon gıdaya iki uçan otomobili nazla alacağız

Küresel ısınma, iklim değişikliği gıdaya ulaşımı zorlaştırıyor.

Tarımın gelişmiş ülkeleri Hollanda, Fransa, İtalya’da tatlı su rezervleri tükeniyor.

Suyu olan her ülke verimli toprağa sahip değil.

Suyu ve verimli toprağı olan birçok ülkenin iklimi tarıma uygun değil.

Yeryüzünde suya, verimli toprağa ve uygun iklime sahip olan bölge sayısı bir elin parmakları kadar.

Çukurova bunlardan biri…

Verimli toprağı, güneşi, Seyhan, Ceyhan ve Berdan’ıyla geleceğin gıda deposu…

Dünyanın gözü burada.

Peki bizim aklımız nerede?

Denize dökülen suya, plastikle, ilaçla kirlettiğimiz toprağa bakıp duruyoruz.

Yakın gelecekte bir kamyon gıdaya iki uçan arabayı nazla alacağız…

Altını, gümüşü, petrolü elimizin tersiyle iteceğiz…

Tabi ki suyumuzu, toprağımızı, havamıza koruyabilir, akılcı üretim yapabilirsek.

İstiyorum ki, yerel yönetime talip olanlar bu gerçeğe yönelik projeler üretmiş olsun.

Su desin, toprak desin, hava desin…

Akılla, bilimle, üretim desin.

 

Atatürk’ün Adana’ya geliş yıldönümleri

1923 yılına girildiğinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal’in aklında iki önemli konu vardı.

Biri Cumhuriyet’i ilan etmek, diğeri güçlü cumhuriyet için ekonomik büyümeydi. İzmir İktisat Kongresi kafasındaki modeli daha da netleştirmiş. Ekonomik büyüme için seçtiği pilot şehir Adana’ydı.

O yüzden Meclis Başkanı sıfatıyla en kapsamlı ziyaretini Adana’ya yaptı.

15 Mart 1923’te trenle Adana’ya geldi.

Çiftçi, işçi, esnaf, banka müdürleri ve sanayicilerle konuştu.

Adana’dan çiftlik almak istediğini söyledi.

“Cumhuriyet’in ilk uluslararası fuarını Adana’da açacağız” dedi.

Bir yıl sonra ‘Beynelmilel Tarım Fuarı’ Adana’da açıldı.

Bir sonraki yıl kendi parasıyla bölgeden 3 çiftlik aldı.

Çiftliklerinde pamuk, pirinç, narenciye çeşitleri denendi. Anadolu’ya uygun büyükbaş, küçükbaş, kanatlı ırkları geliştirildi.

Adana Belediyesi, Atatürk’ü ‘Fahri Hemşehri’ ilan etti.

Gelişmeleri gün gün takip etti.

Tam 9 kez ziyaret ettiği Adana’yı çok seviyordu.

Ölmeden bir yıl önce kendi birikimleriyle satın aldığı Silifke, Tarsus ve Dörtyol’da bulunan çiftliklerini arazisi, tarım aletleri ve tüm müştemilatıyla hazineye bağışladı.

Bugün 15 Mart…

Atatürk’ün Adana’ya gelişinin yıl dönümü.

Atatürk Anıtına çelenk koyma ve garda temsili karşılama dışında bir etkinlik yok.

Sönük, zoraki, yapmış olmak için yapılmış, her yıl birbirinin aynısı etkinlikler…

Neydi Atatürk’ün Adana hayali?

Niçin hemşehrisi oldu?

Neden 9 kez ziyaret etti?

Nerede paneller, konferanslar, sergiler, sevdiği şarkılardan konserler, fener alayları…

Bence Adanalı’nın Atatürk sevgisi bu değil…

Olmamalı.

Bu yazı 407 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar